AİLE HEKİMLİĞİ-TÜRKİYE

ÖZET

Aile hekimliği uygulamasının başlatılması ve bugüne kadar eksiklik ve aksaklıklarının değerlendirilerek uygulamanın sürdürülmesi sağlık alanında bir devrim niteliğindedir. Bu açıdan 15 yıl içindeki tüm hükümetlerin uygulamaya verdiği desteği takdirle karşılamaktayız. Bununla beraber Aile hekimliği uygulamasındaki eksiklik ve aksaklıkların giderek arttığını ve derinleştiğini üzüntü ile ifade etmek isterim. Bu eksiklik ve aksaklıklar Aile hekimliği disiplininin sonunu getirecek nitelikte ve miktardadır. Aile hekimliği uygulaması ile elde edilen memnuniyet Aile hekimlerinin ve birlikte çalıştıkları diğer tüm sağlık personelinin özlük haklarıyla ilgili endişe ve memnuniyetsizliği halktaki yüksek memnuniyeti memnuniyetsizliğe çevirmek üzeredir. Halkın memnuniyeti politikanın üzerine bindiği güçlü bir dal iken yine aynı politikanın bu dalı kesiyor olması anlamlı görünmemektedir.

İÇERİK

1. Aile Hekimliği neden çok başarılı bir uygulamadır? 2. Aile Hekimliği neden çıkmazdadır? 3. Çözüm önerilerimiz nelerdir?

1. Aile Hekimliği neden çok başarılı bir uygulamadır?

Aile Hekimliği uygulaması 2005 yılında yürürlüğe girmiş ve çok başarılı bir başlangıç yapmıştır. Bugün büyük bir özveri ve aşkla çalışmakta olan tüm aile hekimi arkadaşlarım o günden bugüne aktif olarak hiç durmaksızın görevlerini layıkıyla yerine getirmişlerdir. 2005 yılında başlayan uygulama 2010 yılında kademeli geçişini tamamlamış ve hali hazırda ülkemizde aile hekimliği birim sayısı bugün 27 binlere ulaşmıştır. Bu süreçte ülkemizde sağlık alanındaki olumlu değişimlerden kısaca bahsetmek istiyorum. Aile Hekimliği Uygulaması ile ; - Aşılama oranları artmıştır - Anne ölümleri azalmıştır - Bebek ölümleri azalmıştır - Koruyucu sağlık hizmetleri artmıştır - Birinci basamakta çalışan hekimler prestijli bir kimlik kazanmıştır - Bu sistemle vatandaşlarımızın memnuniyeti kazanılmış ve kamu sağlık sektöründe memnuniyet oranı en yüksek alan olmuştur.

2. Aile Hekimliği Neden Çıkmazdadır?

Buraya kadar Aile Hekimliği’nin neden çok başarılı bir uygulama olduğunu ve neleri başardığını kısaca anlatmaya çalıştım. Ancak, Zamanla Aile Hekimliği uygulaması bir tükenmişliğe doğru yol almaya başlamıştır ve bu günlerde bu tükenmişliği derinden yaşamaktadır. Neden tükenmişlik gelişmiştir? Bunun 3 ana sebebi vardır. - Aşırı iş yükü - Hak Kaybı - Sağlıkta şiddet Aile Hekimleri başta koruyucu hekimlik ve kişiye yönelik tedavi edici hekimlik uygulaması yapan bir disiplinin mensuplarıdır. Ancak zamanla Aile Hekimliği üzerinde çok yıpratıcı bir süreç başlamış ve artık bu tükenme noktasına gelmiştir. Aile Hekimlerimizin zaman içerisinde; 1. Asli görevlerinin dışında görevler eklenmiş ve iş yükü arttırılmıştır, 2. Yanlış ya da eksik bilgiler sebebiyle Halk ile Aile Hekimleri karşı karşıya bırakılmıştır, 3. Aile Hekimlerinin gelirleri tedricen düşürülmüştür, 4. İdarecilerin keyfi tutumlarına maruz kalmışlardır. Tek hekim olarak asla verilemeyecek ve şartları belirlenmemiş sağlık raporlarının Aile Hekimleri tarafından verilmesi istenmiştir. Adli ve defin nöbetleri gibi Bakanlık tarafından başka türlü çözülemeyen çok sayıda görevi üstlenmek zorunda bırakılmışlardır. Kamuoyunda “Ben Hekimden Her Şeyi İsteyebilirim” ve “Hekim her istediğimi yapmak zorunda” algısı gelişmiş ve artık neredeyse her gün birçok ilde birkaç hekimimiz başvuran hastasının fiziksel ve sözlü şiddetine maruz kalır hale gelmiştir. Türkiye’de Aile Hekimleri Hastaları tarafından dövülür hale gelmiştir ! 2005 Yılında çok başarılı olarak başlayan, İlk zamanlarda başka ülkelerce de örnek alınan ve daha önce ifade ettiğim üzere bir çok başarıya imza atan Aile Hekimliği artık Tükenmektedir ! Sağlıkta şiddetin en temel nedenlerinden biri, yetkililerin söylemleri ile halkın sağlık hizmeti alma konusunda geliştirdiği yanlış bilgi ve anlayışlardır. Bizler Aile Hekimleri olarak bizlere sunulan mevzuata uygun hizmet vermeye devam ederken, yetkililerin sağlık çalışanlarının değerini azaltıcı ve kamuoyunu yanlış yönlendirici, “her şeyi yapacaklar, yapmazlarsa şikayet edin” gibi söylemleri halk ile hekimleri karşı karşıya getirmektedir. Unutulmasın hekimler de insan hekimlerde bu ülkenin halkıdır! Asıl olan ilgili yetkililerin kamuoyunu doğru bilgilendirmeleri, hekimlerin de halka hizmet verme imkanlarını iyileştirmeleridir. Toplumun iki kesimi olan, halk ile hekimi karşı karşıya getirmek asla kabul edilemez! Dünyada da bunun bir örneği yoktur. 2005 yılında Aile Hekimliği uygulamasına ilk defa başlanırken Aile Hekimlerine önemli özlük hakları tanınmış, özerk bir uygulama ile başlayan bu sistemde ücretlendirmede de önemli ölçüde iyileştirmeler yapılmıştı. Bunun hekimleri, Aile Hekimliğine geçirmek için bir kandırmaca, adeta tavşana gösterilen bir havuç olarak kullanıldığı söylemleri ve uyarıları olmasına rağmen bizler buna ihtimal vermemiştik. Ancak geçen süre içinde üzülerek söylemek isterim ki bu ifadenin doğruluğunu kanıtlayan çok sayıda gelişme olmuştur. - Aile Hekimleri’ne asli görevleri dışında birçok farklı iş yüklenmesi, - Tek hekim olarak yazması mümkün ve etik olmayan çok sayıda rapor yazması istenmesi - Ve Aylık Gelirleri Yarı Yarıya Düşmesi gibi Aile Hekimlerini zorlayan ve üzen çok sayıda gelişme yaşanmıştır. Sürekli değişen yönetmelikler ve uygulamalar ile Aile Hekimliği uygulaması yaz boz tahtasına çevrilmiş, idareciler sürekli değişen mevzuatı yorumlarken keyfi tutumlar sergileyerek, mobinge varan uygulamalar yapmışlardır. Aile Hekimi başına düşen kayıtlı kişi sayısı çok fazladır. Dünya standartlarına göre hekim başına düşen kişi sayısı 1.500 2.000 arasında olması gerekirken, ülkemizde bu rakam yer yer 4 binleri aşmaktadır.

3. Çözüm önerilerimiz

Sorun 1: İŞ YÜKÜNÜN ARTIŞI Çözüm Önerisi: Aile hekimi uygulaması disiplinin gerekleri yerine getirilerek aile hekimine bağlı nüfuslar gelir kaybı yaşanmadan, EK GÖREVLER GETİRİLMEDEN azaltılmalıdır. Sorun 2: SAĞLIK RAPORLARI Çözüm Önerisi: Yapılan çalışma neticesinde, Bakanlığımız 3 Genel Müdürlüğü yetkilileri ve Sosyal Güvenlik Kurulu yetkilisinin katıldığı bir çalıştay düzenlenmiştir. Bu çalıştayda yapılan çalışmaların hızlandırılarak bitirilmesi ve sahadaki aile hekimlerinin talepleri dikkate alınarak “Sağlık Raporları Usul ve Esasları” nın yeniden belirlenmesi ve alınan kararların uygulamaya geçirilmesi gerekmektedir. Sorun 3: NÖBETLER SORUNU Çözüm Önerisi: a) Özellikle defin hizmetleri Belediyelerce, adli hizmetler ise Adli Tıp Kurumu ve Hastanelerce verilmelidir. b) Aile hekimliği uygulama sistemi içerisinde aile hekimine nöbet verilmemelidir. Sorun 4: ENTEGRE HASTANELERDE GÖREV YAPAN AİLE HEKİMLERİNİN NÖBET SORUNU Çözüm Önerisi: Aile hekimliği uygulama sistemi ile entegre hastane sistemi ayrı ayrı kurgulanmalıdır. Sorun 5: MİSAFİR HASTA SORUNU Çözüm Önerisi: İlçe Sağlık Müdürlükleri/Toplum Sağlığı Merkezleri güçlendirilerek misafir hastalara buralarda hizmet verilmelidir. Sorun 6: AİLE HEKİMİ VE AİLE SAĞLIĞI ELEMANLARINA İLLERDE EK GÖREV VERİLMESİ Çözüm Önerisi: Bakanlığımız tarafından bir genelge çıkarılarak aile hekimi ve aile sağlığı elemanlarına ek görevler verilmesi engellenmelidir. Sorun 7: KRONİK HASTALIKLARIN TAKİBİ Çözüm Önerisi: Kronik hastalık tespit, takip uygulamasına, aile hekimleri nüfusları düşürülmeden ve hak kayıpları karşılanmadan geçilmemelidir. Sorun 8: SEVK ZİNCİRİ SORUNU Çözüm Önerisi: Sevk zinciri aile hekimliğinin olmazlarından biri olduğu aşikardır. Fakat günümüz şartları (politik, ekonomik vs) ve aile hekimlerinin aşırı işi yükü ile nüfuslarının fazlalığı sevk zinciri handikaplarıdır. Sorun 9: GRUPLANDIRMA SIKINTILARI Aile hekimliği uygulamasına geçildiğinde ASM Gideri her aile hekimine tam ödenmekteydi. 2011 yılında aile hekimlerine gruplandırma sistemi getirilerek ASM Gideri Ücretleri gruplandırmaya göre tabi tutulmuştur. Bu durum vatandaşın aldığı hizmeti de sınıflandırılmasına neden olmuştur. Ayrıca aile hekimlerinin birçoğu kamu binalarında hizmet vermekte ve kendilerine bağlı olmayan fiziksel sorunlar nedeni ile sınıflandırmada örneğin A grubu şartlarını sağlayamamakta ve bu nedenle ücret kayıplarına uğramaktadır. Bu nedenle sınıflandırma kaldırılmalı, hizmet standartları her aile hekiminde sağlanarak ücret tam verilmelidir. Çözüm Önerisi: Hizmet standartları her aile hekiminde sağlanarak ücret tam verilmelidir. Sorun 10: SANAL AİLE SAĞLIĞI BİRİMLERİ AÇILMASI Çözüm Önerisi: Basamak Sağlık Hizmetleri vatandaşa Devlet tarafından verilmesi gereken Anayasal bir hizmettir. Açılacak aile sağlığı birimleri İl Müdürlükleri tarafından açılmalıdır. Ayrıca hak kayıpları giderilmeden de sıfır nüfuslu aile hekimliği birimleri açılmamalıdır. Sorun 11: SAĞLIKTA ŞİDDET Çözüm Önerisi: Sağlıkta şiddet her geçen gün artmakta ve Bakanlığımızın hedeflediği sağlık hizmet kalitesini düşüren en önemli etkendir. Kamuoyunu bilgilendirecek etkili kamu spotları ile birlikte ceza kanunda değişiklik yapılması gerekmektedir. Bu konuda Bakanlığımıza kanun tasarıları sunulmuştur. Sorun 12: AŞI REDDİ KONUSU Çözüm Önerisi: Özellikle Anayasa Mahkemesinin kararı sonrası her geçen gün aşı retleri artmakta ve 2017 yılında 23.000 rakamına ulaşmıştır. Aşının reddedilmemesi için kanun çıkarılması gerekmektedir. Konuyla ilgili Bakanlığımıza kanun tasarısı sunulmuştur. Sorun 13: AİLE SAĞLIĞI ÇALIŞANI SORUNU Aile hekimleri ekip anlayışı içerisinde aile sağlığı çalışanı ile beraber hizmet vermektedir. Yaklaşık 2000 Aile Hekimliği birimi Aile Sağlığı Çalışanı olmadan çalışmaktadır. Çözüm Önerisi: a) ASÇ ücretleri kesinlikle ilçe sağlık müdürlüğü, toplum sağlığı merkezinde çalışan ebe ve hemşirelerin ücretlerinden fazla olmalıdır. b) Aile hekimliğine geçmek isteyen başta ebe ve hemşirelere olmak üzere ilgili personele gerekli iznin (muvafakat) verilmesi İl Sağlık Müdürlüklerine bildirilmelidir. c) Aile hekimi her zaman çalışacağı aile sağlığı çalışanını belirleyebilmeli veya aile sağlığı çalışanına bazı görevlerde birinci derece sorumluluk verilmelidir. Sorun 14: MEVCUT AİLE HEKİMLERİNİN UZMANLIK EĞİTİMİ Çözüm Önerisi: Genel Uzman Pratisyen: Yıllarca sahada çalışarak 3 yıllık örgün Aile Hekimliği uzmanlık eğitimi yeterlilik düzeyine ulaşan hekimlerin yapı ve kapsam geçerliliği olan nesnel bir yeterlilik sınavından geçerek “Genel Uzman Pratisyen” ünvanının alınmasının sağlanmasıdır. Bu pozisyon ünvanını alan hekimlerin Aile Hekimliği Uzmanlarının haklarına sahip olmaları sağlanmalıdır. Yeterlilik sınavının sık yapılması mevcut pratisyen hekimlerin bu unvanı alabilmesinde olumlu katkı sağlayacaktır. Sorun 15: LABORATUAR İŞLEMLERİ İLE İLGİLİ SORUNLAR Çözüm Önerisi: a. Halk Sağlığı Laboratuarlarına da verilen hizmet niteliğine uygun ve aynı ölçekteki devlet hastanelerindeki uzman sayısı göz önüne alınarak laboratuar uzmanı görevlendirilmelidir. b. 2. ve 3. basamaktaki kan alma hizmeti veren personele yönelik zorunlu eğitimlerin halk sağlığı laboratuar uzmanlarınca birinci basamak aile hekimleri ile çalışan ve örnek alan sağlık çalışanlarına da verilmesi sağlanmalıdır. Sorun 16: HAK KAYIPLARI I) Ücret Kaybı Çözüm Önerimiz: Temel Ücret oranının artırılmasıdır. II) Aile Sağlığı Merkezi Gider Ücretinin Yetersiz Kalması Çözüm Önerimiz: Aile Sağlığı Merkezi Gider Ücretinde en az %50 artış yapılmalı, tek ve iki birimli aile sağlığı merkezlerinde görev yapan aile hekimlerine sınıflandırmaya bağlı kalmaksızın 1,5 katı ödenmelidir. III) Mobil Hizmet Ücretleri Çözüm Önerimiz: Olan kayıplar karşılandıktan sonra aylık akaryakıt ortalama artış oranında kilometre için ödenen ücret artırılmalı veya mobil hizmet için gerekli araç desteğinin sağlık müdürlüklerince sağlanmasıdır. Sorun 17: KİRA ARTIŞ ORANININ YÜKSEK OLMASI Kamuya ait hizmet verilen binaların kiralarını aile hekimleri kendileri vermektedir. Kira bedellerinin belirlenmesinde her ilde, il müdürlüğünün inisiyatifinde yürütülmektedir. Bedeller belirlenirken yüksek bedeller belirlenmektedir. Çözüm Önerisi: a) Hazırlanan yönetmeliğin eskiyi kapsaması ve yeni şartlara göre yeniden sözleşme imzalanması veya b) Yönetmeliğin yayınlandığı tarihten itibaren yeni tarihli sözleşmelerin yönetmeliğe uygun hale getirilmesi sağlanmalıdır. c) Yaklaşık beş yıl önce AHEF ve Bakanlığımızca kira konusunda yapılan çalışma hayata geçirilmelidir. Sorun 18: SÖZLEŞME FESHİ VE İHTAR VERME YETKİSİNİN DEVİR EDİLMESİ Aile hekimi ve aile sağlığı elemanı sözleşme feshi ve ihtar verme yetkisi, vali ve vali yardımcısından alınarak İl Sağlık Müdürlüğü bünyesine verilmemelidir. Çözüm Önerisi: Esas olarak; tespit eden, tespiti değerlendiren, tespite göre ihtar puanı veren ve verilen ihtar puanı itirazı değerlendiren yapının tarafsızlığı, bağımsızlığı ve denetleme sistemi korunmalıdır. Keyfi uygulamalara sebebiyet verecektir. Sorun 19: TBMM DE KABUL EDİLEN VE RESMİ GAZETEDE YAYINLANARAK YÜRÜRLÜĞE GİREN SAĞLIK İLE İLGİLİ YASADA AİLE HEKİMLİĞİ UYGULAMASINA UYMAYAN MADDELER BÜYÜK ÇABALARA RAĞMEN ÖNLENEMEMİŞTİR. Çıkan Kanunla; a. Aile hekimleri İŞVEREN olmuştur. Aile hekimleri ÖZEL İŞYERİ değil, Anayasa Mahkemesi Kararına göre kamu hizmeti yerlerdir. b. Sözleşme Dönemleri arasında izinlerin devir edilmesi engellenmiştir. c. Aile Hekimine bağlı nüfusların Bakanlıkça aile hekiminden alınarak başka bir aile hekimine verilmesinin önü açılmıştır. Sorun 20: İZİNLER İLE İLGİLİ SORUNLAR Çözüm Önerisi: Ücretli izin hakkı verilmelidir. Sözleşme dönemlerine arasında izin devrine imkan verilmelidir.

SONUÇ

Gelinen noktada, Sağlık Bakanlığımızın ve diğer tüm yetkili mercilerin Aile Hekimlerimizin bu feryadını, sesini duyması ve önerilerini önemseyerek ortak akıl ile yol almasının gerekliliği aşikardır! Son durak geçilmeden bu sesinin muhakkak duyulması gerekmektedir. Şunu unutmayınız; iyi bir birinci basamak hizmeti olmayan sağlık sistemi milli serveti boşa harcar, heba eder. 1- Aile Hekimliği yeniden sağlık sisteminin merkezine getirilmelidir. 2- Ülkemiz artık yaşlı nüfusa doğru kaymıştır. Yaşlı nüfusun risk faktörleri göz önüne alınarak koruyucu tedbirler geliştirilmelidir. 3-Kademeli sevk uygulamasından başlayarak yönetilebilir sevk zinciri uygulamasına geçilmelidir. Ülkemizin sağlık ekonomisi için bu olmazsa olmaz bir şarttır. 4- Günlük pratik çalışma alanı sadeleştirilmeli, iş akış şemaları ile ulusal tanı ve tedavi kılavuzları uygulamalarına geçilmelidir. 5- Türk toplumunda düşük olan Sağlık okuryazarlığı konusu acilen gündeme getirilmeli ve vatandaşlarımızın bu alandaki eksiklikleri giderilerek farkındalıkları artırılmalıdır. 6- Türk Ceza Kanununda yapılacak bir düzenleme ile ülkemize özel sağlık çalışanlarına yönelik şiddet suçlarının caydırıcı nitelikte olması sağlanmalıdır. 7- Aile Hekimleri üzerindeki iş yükü azaltılarak daha çok koruyucu hekimlik, danışmanlık, kronik hastalık yönetimi ve periyodik sağlık taramaları gibi alanlarda çalışmasının sağlanması gerekmektedir. 8- Ekonomik unsurlar, özlük hakları, performans uygulamaları, cezalandırmalar sağlık çalışanları üzerinde bir baskı ve mobing aracı olarak kullanılmamalıdır. 9- Sağlık sorumluluğu tek taraflı olarak sağlık çalışanı üzerinden giderilebilecek bir sistem değildir. Kişilerin kendi sağlıkları ile alakalı sorumlulukları olmalı ve kendi sağlıklarıyla ilgili olarak özendirilmeleri gerekmektedir. Başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere tüm yetkililere; - Hasta memnuniyetini bilimsel çerçevede göz önüne alan, - Yanlış açıklamalar ile Hekimini toplumda günah keçisi haline getirilmeyen, - Sağlıkta şiddeti körüklemek yerine önlemek ve halkın bilinçlenmesi için çalışmalar yapan ve gerekli mevzuat düzenlemelerini oluşturan, - Birinci basamak Sağlık Hizmetleri’nde bilimselliği ön plana çıkaran, - Aile Hekimleri ile diğer basamaklardaki hekimlerin arasındaki işbirliğini ve iletişimini arttıran, - Hekiminin memnuniyetini sağlık hizmetinin kalitesine etkisinin farkında olan, Bizlerle beraber bir model geliştirilmesini istiyoruz... Birinci basamak sağlık hizmeti olmayan bir sağlık sistemi yok olmaya mahkûmdur. Şu anda ülkemizde yapılan ve yapılması planlanan sağlık reformları birinci basamak ve koruyucu hekimlik odaklı değil, tedavi edici hastane sistemi odaklı, uzmanlaşma ve teknolojiyi destekler görünmektedir. Bu durum, birinci basamağı sağlık isteminin adeta “sosu” haline dönüştürerek işlevsizleşmesi, değersizleşmesi ve sağlık maliyetlerinin çok daha fazla artması riskini içinde taşımaktadır.

Dr.H.Şenol ATAKAN

Dr. H. Şenol ATAKAN